Sayfalar

27 Mayıs 2012 Pazar

Madem Türksün...


Bugün anladım... ne kadar eğitim verirsen ver, hatta o eğitim ailede de başlasa ırksal özellikler bir şekilde kendini belli ediyor. Hele ki konu iş disipliniyse kesinlikle anlaşılıyor. Çoğu zaman demiyor muyuz “abi alman malıysa korkmayacaksın!”, “alman arabasından şaşmıycaksın birader!” neden peki? Çünkü biliyoruz ki adamların insan üstü bir iş disiplini var. Ve yine biliyoruz ki bu disiplin taa çocukluktan geliyor. Yine dediğiniz gibi eğitim ailede başlıyor. Peki bunun getirisi ne oluyor? Her şeyden önce o çocuk bir iş disiplini temeline sahip oluyor. Biz duygusal ve duygularıyla hareket eden bir ülkeyiz evet bunu biliyorum. Bu söylem o kadar ezberletildi ki bize artık öğrenilmiş çaresizlik boyutuna geldi. İnsanlar resmen bunun arkasına saklanır oldu. İş disiplinine sahip olamamak için, ya da bir işi adam gibi yapamamak için bu bir gerekçe ya da bahane değil ki? Olamaz da...

Millet olarak çalışmaktan kaçma genine sahibiz sanırım. Ya da işin kolayına kaçma geni diyelim. Her işimizde bir çakallık, bir “işi bilicen ama işe gitmiycen aga!” tavırları... Bir olmamışlık oluyor mutlaka. Sonra da neden “gevur yapıyor abi” diyorlar oluyor. E abicim sen de yap işini adam gibi? Sen de iş küçük bile olsa -ki küçük ya da önemsiz iş yoktur- en iyisini yapmaya çalış kendi adına? Ama yok türklüğümüzü göstereceğiz...

 Size geçen gün yaşadığım süper bir örnek;

Bir sinema filmi işi geldi ve “yarın antalya’ya uçuyoruz” dendi. Bu bile geç bir haber ama bunda sıkıntı yok kesinlikle çünkü aniden değişebiliyor bu anlamda her şey. Normali, yani örneğin avrupadaki versiyonu kesinlikle böyle değil. Orada böyle bir hareketi resmen topa tutarlar. Günler öncesinden senaryo gönderilir, ne zaman kaçta yolculuk var her şey bellidir... Tabi bu söylediklerim proje henüz başlamadıysa geçerli. Dediğim gibi aniden gelişen durumlarda bu bir eksiklik olarak görülemez. Olayımıza dönelim; yarın uçuyoruz ama saat belli değil. Ekip arkadaşlarıyla birlikte tüm gün haber bekledikten sonra bir telefon geliyor ve deniyor ki “uçağınız saat 19:00’da” Böyle bakıldığında cümlede bir sıkıntı yok fakat detayları verelim... Efendim günlerden Cuma, yani haftasonu arifesi ve herkes bir yerlere kaçmanın peşinde, bahsettiğimiz şehir İstanbul, hava yağmurlu ve haber verilen saat 17:30. Şimdi fotoğraf çok eğlenceli geldi değil mi? Abicim nasıl bir mantık ya da iş disiplini bunu yapar ki? İstanbul’da yaşamayan bir adam bile süperman ya da spider-man değilsen saat 19:00’a kadar o uçağa yetişilmesinin çizgi romanlar dışında mümkün olmadığını bilir. Ve yetişemedik tabii ki. Uçak biletleri bir sonraki sefere kaydırıldı vs. E bunu baştan programla? Çok mu zor? İşte yukarıda bahsettiğim iş disiplini bununla ilgiliydi. Ben gerçekten anlam veremiyorum. Ve sanırım bu yalnızca da türkiye’de olur...

                                                                                                                                     ...göster ürksün!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder