Sayfalar

17 Şubat 2014 Pazartesi

Anlayamazsınız…(!)

Konudan haberdar mısınız bilmiyorum. Ama bazı şeyler çok değişti Türkiye'de. Benim de ucundan yetiştiğim, anne babalarımızın çocukluğundaki dönemlerde böyle değildi bu ülke. Mutlaka vardı zenginliğiyle övünen, bunu insanların gözüne sokarcasına yaşamaya çalışan insanlar ama bu kadar seviyesiz ve dğersiz değildi kavramlar.. Bir edeb, adab, ayıp vardı. En önemlisi de sonuncusu.

Karun kadar zengin olabilirsin. Ama çok açık söylüyorum adam olamamışsın sevgili iş adamı. Çünkü hem ayıp, edep nedir bilmiyorsun; hem de çocuk, düzgün bir birey yetiştirmekten bi habersin. Dediğim gibi çok zengin olabilirsin ama 13 yaşında bir çocuğa 100 bin euro'luk tekne hediye etmenin o çocuğa iyilik olduğunu düşünecek kadar da aptalsın. Geçtim işin gelir adaletsizliği kısmından. Zenginin malı fakirin çenesini yorar durumlarından.. Yetiştirdiğin çocuk üzerinde yaratacağın psikolojik sorunların farkında bile değilsin. Ki şimdiden meyvesini vermiş. Duygularını soran muhabire "Anlayamazsınız" diyor. Bunu istediğiniz kadar o an ki çocuk heyecanına verebilirsiniz. Ama ben ne o kelimede aşağılama olmadığına, ne de sonrasındaki teatral ağlamanın samimiliğine inanıyorum.

Bu ülkede okuma hevesi gözlerinde parlayarak gönderilen 1 kurşun kalem için dünyanın tüm samimi sevgisiyle sizi kucaklayan çocuklar varken, oğluna böylesi bir hediye vererek çok iyi ebeveyn olduğunu düşünen kodamanlar ve onların hiç bir şeyin değerini bilmeyen (bilemeyecek olan) çocuklar da var. Bilemeyecekler çünkü bir şeyler için mücadele etmelerine gerek olmayacak. Ve bu nedenle hiç bir şeyin değeri olmayacak.

Ama yine de biz anlayamayız.. Çocuk doğru söylüyor…



3 yorum:

  1. Ford’un kurucusu Henry Ford’un oğlunun intihar mektubu..!

    “Baba, hayal edip de ulaşamadığım hiçbir şey olmadı. Tüm zevkleri tattım, ne varsa önceden hazırlamışsın, hiçbirinde benim emeğim yok. Mutsuzluktan mahvoldum. Gidiyorum..!”

    YanıtlaSil
  2. Merhaba,
    Bu gibi örnekler, ne kadar tüketmekte ve tükenmekte olduğumuzun bir kanıtı;
    O yaşta bir çocuğa böyle bir armağan verilirse, bir iki yıl çekmeden çocuğun her şeyden bıkması kaçınılmaz, çünkü gereksiz bir doyum sonu getirir ve tüketir benliği.
    Çok güzel bir yazı olmuş nihayetinde.

    YanıtlaSil
  3. Merhaba
    Çok güzel yazmışsınız.İzlerken dehşete düştüm.

    YanıtlaSil